Ayşen Eren, Vadinin Dönüşümü’nde yalnızca disiplinlerarası bilimsel çalışmalara iyi bir örnek vermekle kalmıyor. Bu kitap aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma ve yenilenebilir enerji alanında süregiden tartışmaları da aydınlatıyor. HES’lerin ülke ekonomisine katkısı malum. Ancak, HES’lerin bir de çevresel ve toplumsal maliyeti var. Nehir vadileri elektrik üretim bölgelerine dönüşüyor. Sosyal bilimlerin sağladığı çok yönlü ve çok katmanlı bakış açılarını sentezleyen bir yaklaşımla, Eren işte bu ikilemi inceliyor. Alışılmamış derecede derinlikli bir araştırmanın ürünü olan bu kitap, çevre bilimleri alanına önemli bir katkı sunuyor.
Prof. Dr. Fikret Berkes, Manitoba Üniversitesi, Kanada
Ayşen Eren kitabında Türkiye’de kapitalist kalkınmanın yıkıcı etkilerinin birkaç boyutunu bir arada tartışıyor. Hidroelektrik santral sermayesinin İkizdere Vadisi’nde yarattığı acımasız ekolojik tahribatı çözümlerken yöre insanlarının yaşamlarını nasıl bir vurdumduymazlıkla altüst ettiğini de gösteriyor. Sermayenin suyu ele geçirmesinin mekânı, onunla birlikte yerel toplumsal ilişkileri de sarsıcı biçimde değişime uğratmasına tanıklık ediyoruz bu araştırmada. Yazar bununla yetinmiyor, hidro–kalkınma projesinin, arkasındaki devlet eli ve desteği sayesinde uygulandığını bilimsel bir kesinlikle ortaya döküyor. Dahası, vadi boyunca gelişen ve adliyeleri de içererek birkaç cephede süren yerel direnişlerin coşkusuyla buluşturuyor okuru. Böylece Ayşen Eren, yakın dönemde İkizdere Vadisi’nde doğanın neoliberalleştirilmesinin tarihsel, ekolojik, mekânsal, yönetsel, siyasal ve toplumsal yönlerini birlikte dokuduğu, zengin içerikli bir çözümleme koyuyor önümüze. Bu nitelikleriyle kitap, Türkiye’de ekoloji tartışmalarına çok önemli bir katkı.
Prof. Dr. Aykut Çoban
Türkiye’de çevre konularını ele alan çalışmalar arasında Ayşen Eren’in kitabı disiplinlerarası bakış açısıyla benzersiz. Özellikle adli süreçlerle ilgili tartışmasını aydınlatıcı ve önemli buldum. Diğer yandan nehir ortamının maddesel boyutuna ve hidroelektrik altyapısına olan duyarlılığı da dikkat çekici. Kitap çok alanlı katılımcı gözlemi yasal belgelerin ve süreçlerin analizi gibi başka yöntemler ile harmanlayan kapsamlı bir araştırmaya dayandığından ve karşılaştırmalı, geniş bir bakış açısına sahip olduğundan çok bilgilendirici. Bu nitelikleriyle politik ekoloji alanı ile diğer uluslararası tartışmaların arasına güçlü bir şekilde konumlandırılmış. Bu nedenle kitabı yüksek lisans ve doktora öğrencilerine hararetle tavsiye ediyorum.
Prof. Dr. Ståle Knudsen, Bergen Üniversitesi, Norveç