Uluslararasılaşma, küreselleşme, bilgi teknolojileri kullanımının hızlı yayılımı…
Bu kavramlar, dünyanın herhangi bir yerinde üretilen ürünün yine dünyanın başka bir yerindeki tüketiciye kolaylıkla ve süratle ulaşabilmesini sağlar. Tam da bu noktada ürünün üretildiği ve tüketildiği coğrafyanın kültürel özellikleri ile bu özelliklerin pazara giriş ve pazarda tutunma süreçlerine etkisi dikkat çeker.
Kültürel özellik ve farklılıklar her ne kadar birer zenginlik olsa da çeşitli güçlükleri de beraberinde getirir. Bu güçlüklerden bir tanesi, toplumu oluşturan tüketicilerin bireyci mi yoksa çoğulcu mu olduklarının analiz edilmesi iken bir diğeri ise etnosentrik eğilimlerinin ne olduğunun öğrenilmesidir.
Özellikle rekabetin üst seviyelere ulaştığı günümüz koşullarında firmalar, pazarlama stratejilerini belirlerken ulaşmayı hedefledikleri tüketicilerin bireycilik-çoğulculuk ve etnosentrik eğilim düzeylerini dikkate almalıdır. Bu kitap sizleri, Türkiye ve Hollanda’da yaşayan alışveriş merkezi müşterilerinin bireycilik-çoğulculuk düzeyi ile tüketici etnosentrizmi eğilim düzeyi arasındaki ilişki yapısının belirleneceği bir yolculuğa çıkarıyor.