Tanıtım Yazısı
Canına okuyarak büyüttüğü tüm ahlaki değerleri, uygulamalı öğrenmiş olan emekli kevaşe langa Nurseli, artık takmasına bile gerek olmayan mor sutyenini günahlarına asarak, bulutların güneşe inadına rağmen, içindeki anıları ile birlikte kurumasını bekliyordu. Zaman ki o bütün anlamları değiştirilebilen kavram!
Namı diğer ; bezgin umutlu, soluk yüzlü erkekliğin toz kondurmaz müdavimleri ise iki sokak geride en namuslu elbiselerini çıkarıp, <çilek kokar genelevine> girdikten sonra uhrevi gül suyu ve Hacıbekir lokumunun katkılarıyla salyalı birer leopara dönüşüyorlardı. Namusu en son beklemesi gereken kadrolu namus bekçisi pezolar ise, fıstık yeşili gömleklerini rüzgâra açıp içindeki tüm haramla bezenmiş duyguları, hiçbir zaman sahip olamayacakları masumiyetlerine satıyorlardı. Boyunlarındaki sahte altın kafalarındaki kırk tilkiyi yansıtırken, erkeklik hegemonyası ise viziteye dahil olan kuyu suyu ile boy abdesti alıyordu. Çünkü boru suyu caiz değildi. Langa Nurseli’nin ise imanına kadar çektiği cigaranın dumanı, yüzündeki yaşanmış kırış izlerine sis yapıyordu. Eti senin kemiği senin ama, kalbi senin olmayan mahremiyette. Langa Nurseli sistemin köle- siydi. Komünizm de gelse şeriatta gelse, Kapitalizm de gelse; sistemi düzen, sistemi en çok düzendi. Nurseli’nin kazandığı her parayı kayıt altına alan ve hüvesi hüvesine hesaplayan devlet, apış arası suyuyla yıkanmış parayı genel bütçeye dâhil ediyordu. Sonra yine o namuslu insanlar en yeşil kafaları ile iki sokak geride bıraktıkları en namuslu elbiselerini giyip, hayatın güya tek yüzlü insancıkları oluveriyorlardı.
Kadına tecavüz eden erkek, çocuğa tecavüz eden erkek, eşeğe tecavüz eden erkek!! Ama orospu olan kadın. Kadına orospu denilen yerde bilin ki;
Namussuz erkek vardır.