Ürün Açıklaması
Sûfî gelenek, beden içerisinde hapsedilmiş rûhun özgürleşme serüvenini çeşitli yöntem ve uygulamalarla ortaya koyan mânevî bir disiplin olarak insan psikolojisine katkıda bulunmuş ve bulunmaya da devam etmektedir. Bu nedenle, sûfî geleneğin insan mâneviyatına sağladığı katkı rûhî boyutuyla bağını zayıflatmış modern insan için yeniden ele alınması gereken bir konudur. Mânevî dönüşümün yeri kalpte gelişme gösteren psiko-ruhsal hal ve durumlar, davranışlara mânevî içerik kazandırmaktadır. Bu şekilde tutum ve davranışları mânevî tarza göre şekillenen birey, tabii terapi sürecini yaşamakta ve bu nedenle strese girme ve depresyona düşme riski azalmaktadır.
Bu çalışmamız tasavvuf ve psikoloji arasında günümüzde kurulmakta olan ilişkiye akademik bir katkı sağlama amacına yöneliktir. Çeşitli şekillerde kurulan tasavvuf ve psikoloji ilişkisi akademik bakışı gerektiren bir konuma gelmiştir. Bu nedenle, bu çalışmada sûfî psikolojisi çerçevesinde benlik gelişimi/dönüşümü konusunu, klasik dönemin en önemli sûfî müelliflerinden Ebû Abdurrahman Muhammed Sülemî’ye göre ele aldık. Çalışmamızı Sülemî’den hareketle yapmamızın iki nedeni vardır. Bunlardan biri, klasik döneme ait bir sûfî olarak dönemine kadar gelişen sûfî kültürü çok iyi derleyen ve analiz eden bir müellif olması, ikincisi ise büyük çoğunlukla Türkçeye tercüme edilen eserlerinin sûfî psikolojisi ve benlik dönüşümü açısından incelenmeye değer nitelikte olmasıdır.
Sûfî güneş gibidir, yeryüzünde bulunan her şeyin üzerine doğar. Yer gibidir, her şey onu çiğner. Su gibidir, her şey onu içer. Ateş gibidir, her şey ondan ışık alır. Yer gibidir, eziyete katlanır, ot bitirir. (Ali b. Abdulhamid)