Mümkün dünyalarda normal olan, her şeyin kötüye gitmesidir. Serçeler ölür, ağaçlar kurur; yağmur bereket değil, sel getirir; güneş ısıtmak için değil, kavurmak için doğar. Ve dünya denen gebergâhın hengamesinde, insan kendisiyle yeterince kavgalıysa, bazen aynalar çatlar. O çatlaklara gözünü diken insan hayatında ilk defa aynada etini değil de ruhunu; suretini, suratını değil de kendini görür. Ölerek, vazgeçerek, kendini öldürerek doğar. Kadir Daniş Serçelerin Ölümü adlı romanında, kızı ölen bir adamı anlatıyor. Bir ah çekiyor, dövünüyor. Çünkü ölenle ölünür, çünkü yaşamak bir suç gibi üstümüze kalır ve çünkü:
"Bir insanın ölü doğması mantıklıdır. Ama bir insanın yalnızca sekiz saat yaşamasının hiçbir izah! olamaz."