Hacı Bektaş Veli’nin verdiği vazife Sarı Saltık’ı son derece de sevindirmişti çünkü hizmet zamanı gelmişti. Artık kendisi de başka bir diyara gidecek, Ahmet Yesevi’nin ocağından ve mürşidi Hacı Bektaş Veli’nin ilim ve irfanından aldığı bilgiyi oradaki gönüllere bir tohum gibi serpecekti.
Sarı Saltık, bu sevinçle yol hazırlığını bitirdi. Hacı Bektaş Veli’nin emriyle kendisine yetmiş adet yol arkadaşı seçti. Bu işleri bitirdikten sonra mürşidinin huzuruna gelerek niyaz etti:
- Yolculuğa hazırım, ya Hünkâr… Himmet …
Hünkâr Hacı Bektaş Veli onun eline tahtadan bir kılıç ile bir seccade, bir sancak verdi. Bunlara bir davul ile birkaç kudüm de ilave etti. Sonra, elini omzuna dayayıp:
- Sarı Saltık’ım! Seni, bir ejderhanın telef edilmesi için gönderiyorum. Fakat maksat bu değildir. Asıl öldürülecek bir ejder varsa, o da İslam dinine ve Türk milletine muhalif hareketlerdir… Bugün seni öyle bir kâfir diyarına gönderiyorum ki, yarın oralar ehli İslamın ve Türk milletinin olacaktır. Senin bugün göstereceğin himmet, yarın mücahitlere yol açacaktır. Var, git. Dobruca’daki işini bitir. Oradan Leh ve Ceh diyarına göç. Gidebildiğin kadar git. Gezebildiğin kadar gez. Yorulma, yılma, usanma, haydi uğurun açık olsun! Seni, sana emanet ettim.