Ürün Açıklaması
Son peygamberin vatanı olması münasebetiyle Arabistan yarımadasının ve özellikle de Hicâz bölgesinin sosyal, kültürel, ekonomik ve dini hayatının bilinmesi, Hz. Peygamber'in risalet dönemi ve tebliğ mücadelesinin anlaşılması açısından önem arz etmektedir. Hz. Peygamber tebliğ vazifesine başladığında karşısına hep, insan unsurunu teşkil ve temsil eden kabile hususiyeti çıkmıştır. İslâm'ı ilk kabul edenler kabilelerin fertleri olsa da tebliğ çağrısına karşı çıkıp tepki verenler ise genelde kabile ve reisleri olmuştur. Bu karşı çıkış ve duruşta ilk başta toplumsal değer ve özelliklerin varlığı görülse de kabile taassup ve asabiyetinin veya müttefiklik gibi çıkar ilişkilerinin etki ve izleri de görülmektedir. İşte bu nedenle sadece Hz. Peygamber ile yaşadığı Mekke toplumunun değil diğer Arap kabilelerinin de hem tebliğ öncesi hem de tebliğ sürecinde Allah Rasûlü'yle olan ilişkilerinin bilinmesinin önemi ortaya çıkmaktadır. Sakîf kabilesi, Tâif'te ikamet eden önemli bir Arap kabilesidir. Bu kabilenin, tebliğ sürecinde ve öncesinde Kureyşlilerle ve Hz. Peygamber'in yakınlarıyla kurmuş oldukları dostluk ve akrabalık ilişkileri bulunmaktaydı. Bu ilişkilere rağmen Sakîiler, risalet görevinin son yılına kadar Hz. Peygamber'in davetine birkaç istisna hariç kitlesel bir bütünlükle karşı durmuş ve hep olumsuz cevap vermişlerdir. Elinizdeki bu kitapta bir taraftan İslâm öncesi Arabistan yarımadasının fizikî ve beşerî özellikleriyle insan ve toplumsal yapısı incelenirken diğer taraftan da Sakîf kabilesinin geçmişi, Hicâz bölgesindeki sosyal, kültürel ve ekonomik durumları ile dini düşünceleri ayrıca çağdaşları olan diğer Arap kabilelerinden kendilerini ayıran medeniyet unsurları olarak ortaya koydukları maddi ve manevi değerlerden bahsedilecektir. En önemliside İslâm'ı kabulegiden yolda Sâkiilerin Hz. Peygamberle münasebetlerine değinilecektir. Bu anlamda çalışma, Arap yarımadasının fizikî ve beşerî özelliklerinden bahsetmesi nedeniyle toplumsal tarih, Tâif'ten bahsetmesi nedeniyle şehir tarihi, Sakîf kabilesinden bahsetmesi nedeniyle de kabile tarihi niteliği taşımaktadır.