Ürün Açıklaması
İmam Gazzâlî'nin şer'î ilmini tasavvufî neşvesiyle birleştirmesinden sonrasında tasavvuf ilmi iki alanda geniş bir literatür ortaya çıkardı: Nazarî düşüncenin işlendiği mensur metinler ile şiir ve hikâye diliyle ortaya çıkan ve ilkine göre yaygın ve etkili olan bir literatür. Birinci alanın en önemli isimleri İbnü’l-Arabî ve Sadreddin Konevî’dir. İkinci literatür ise şiir ve hikâye diliyle ortaya çıkıp ilkine göre yaygın ve etkili olan bir literatürdür. Bu alanda Arapça eser veren isimler arasında İbnü’l-Fârız, Farsça yazanlar arasında Mevlânâ Celâleddin Rûmî, Ferîdüddin Attâr; Türkçe terennüm eden isimler arasında ise Yûnus Emre en iyi bilinen zatlardır.
Peki, manzum yazan isimler ile mensur eserler kaleme alan isimler aynı düşünce dünyasını mı paylaşmışlardı?
Bu sorunun cevabını bulmak üzere şiir nazarî metinlere yaklaştırılmış, tasavvufi şiir nazarî düşünce içerisinde ve onun kalıplarıyla tahlil edilmiştir. Başta Mesnevî-i Şerîf şerhleri olmak üzere pek çok şiir şerhi böyle bir zihinsel arka planın ürünüdür. Şair Sufiler, iki tür yazıdan müteşekkildir: Birinci kısmı Ekrem Demirli’nin değişik vesilelerle kaleme aldığı makalelerden ibarettir. Bu yazılarda Hz. Mevlânâ, Yûnus Emre ve Niyâzî-i Mısrî ile son devir sufi şairlerinden Alvarlı Efe’nin tasavvufun çeşitli bahislerine dair düşünceleri ele alınmıştır. İkinci kısımdaki yazılar ise Yûnus Emre’nin şiirlerine yazılan şerhlerden oluşmaktadır. Bu şerhlerin temel maksadı Yûnus’un şiirinin arka planını teşkil eden tasavvufî düşünceyi ortaya koyabilmektir.
Şair Sufiler, tasavvufun nazarî ve irfanî bilgiye dayanan literatürünü kapsamlı bir bakış açısıyla ortaya koyuyor.