Fantazi yazınının erken şaheserlerinden Ouroboros Yılanı, Homer destanlarından lirik ortaçağ şiirlerine, İskandinav mitolojisinden Shakespeare’e uzanan bir geleneği, yazarının Romantik perspektifinden okurla buluşturan bir anlatıdır. Fantazinin, sonradan Tolkien’le yeni bir dile evrilen yaratıları E. R. Eddison’ın mekân ve karakter isimlendirmelerinde kendine temel bulmuştur. Modern dönemin kendine has anlatılarının öncüllerinden addedilen bu kitabıyla Eddison, çağının karmaşasını hayali evrenindeki iyi ve kötü arasındaki sürekli ve muazzam mücadelenin kesinliğine dönüştürür; antik dönemin kaybolan erdemine sonraki nesillere ulaşabilmesi için fantastik evreninde yeniden can verir.
Masalsı üslubuyla Ouroboros Yılanı, Merkür’ün kadim krallıklarından İblisler Diyarı ile Cadılar Diyarı arasındaki büyük savaşı anlatan bir destandır. Bu yaban coğrafyanın her köşesi kahramanlığa ve asalete olduğu denli ihanete, zorbalığa ve kara büyüye de bulanmıştır. İblisler Diyarı’nın adil hükümdarı Lord Juss, Cadılar’ın ihanetine karşı hem ailesini hem de hükmündeki toprakları korumak için sıradan birine imkânsız görünebilecek ancak yiğitler yiğidi bir savaşçının hakkından gelebileceği görevlerle dolu bir maceraya atılır. Ouroboros Yılanı ne kadar zaman geçerse geçsin hâlâ yapılacak şanlı işler ve edilecek kötülüklerin bulunduğunu öğütleyen şiir tadında bir kahramanlık övgüsüdür.