Mobil, aslında bir roman değil. Bir seyahat güncesi, rehber, inceleme, deneme ya da tarih kitabı da değil. “Yeni Roman”ın öncülerinden Michel Butor’un kaleminden tanımlanamayan, sınıflandırılamayan, sayfalara sığmayan bir metin bu; anı kitapları, kataloglar, tabelalar, efsaneler, eşyalar, mekânlar, yollar, arabalar, rüyalar, bitkiler, hayvanlar ve insanların bir araya geldiği bir edebi montaj, devasa bir kolaj.
Butor, Mobil’de sanattan ilham alarak Amerika’nın edebi haritasını çıkarıyor. Bölümler eyaletleri alfabetik olarak izlerken çağrışımlar kelimenin gerçek anlamıyla katmanlı bir metne kapı açıyor. Titizlikle örülmüş bu sonsuz labirentin kanatlanan sayfalarında, zaman ve mekâna ilişkin sorular geçerliliğini yitiriyor.
Mobil benzeri olmayan, unutulmayacak, belki de okumakla bitirilemeyecek bir kitap. Michel Butor, “yeni dünya”yı devasa bir metin gibi kurgulayarak Amerika’yı edebi olarak yeniden keşfediyor.