“Sinema öyle bir keşiftir ki, bir gün gelecek barutun, elektriğin ve kıtaların keşfinden çok dünya medeniyetinin yönünü değiştireceği görülecektir. Sinema, dünyanın en uzak köşelerinde oturan insanların birbirlerini sevmelerini, tanımalarını temin edecektir. Sinema, insanlar arasındaki görüş, düşünüş farklarını silecek, insanlık idealinin tahakkukuna en büyük yardımı yapacaktır.”
- Mustafa Kemal Atatürk
Sevgili Çocuklar,
Kuşkusuz sinema, hepimizin hayatında önemli bir yere sahip. Hayallerimizdeki her şeyin beyaz perdede canlandığını
görmek ise âdeta bir sihirbazlık gösterisi... Sinema, 19. yüzyılın ortalarına doğru yedinci sanat olarak bulundu. Bulunduğundan itibaren teknolojik gelişimleri de takip ederek insanları bir araya getiren bir seyirlik hâline geldi. Lumiére Kardeş’lerin seyircinin üzerine sürdüğü ilk trenin paniğinden sonra sinema, sürekli olarak farklı yolculuklara çıktı, çok yollar kat etti.
Küçük Sinemacılar ile sinema tarihine yolculuk yapmanın yanı sıra, kafamızdaki bir fikri senaryoya aktarmayı ve hayal ettiklerimizi bir film olarak nasıl çekeceğimizi de öğreniyoruz. Birlikte çıkacağımız bu keyifli yolculukta, sinemanın sadece beyaz perdede gördüğünüz oyunculardan ibaret olmadığını, arkasında ses teknisyeninden, sanat grubuna kadar yüzlerce insanın çalıştığını, siz küçük dostlarımıza anlatmak istedik. Bu kitap aynı zamanda sizlerin bu yolculuğu en iyi şekilde tamamlayarak, severek yapabileceğiniz başka mesleklerin de olduğunu göstermek amacıyla hazırlandı. Evet, sevgili çocuklar, bu kitap sizin için... Hayallerinizi gerçekleştirebilmeniz için… Haydi, bu büyülü dünyaya birlikte kocaman bir adım atalım. İyi okumalar. İyi seyirler, sevgili Küçük Sinemacılar.
"İlk kez sinemaya gittiğiniz günü düşünün. Neler hissetmiştiniz ve düşünmüştünüz? Ben ilk kez sinemaya gittiğimde, önce sahneye asılmış perdeye yansıyan kocaman görüntülerin oraya nasıl yansıtıldığını merak etmiştim. Sinemayla tanışmamdan sonra aklıma art arda sorular geliyordu: Acaba neden karanlıkta izledik filmi? Perdede gördüğüm insanlar, hayvanlar, ağaçlar neden o kadar kocamandılar? O kadın oyuncu gerçekten ağlamış mıydı? Tüm o cümleleri oyuncular kendileri mi kuruyorlardı; öyleyse eğer kafaları nasıl karışmıyordu? Sorular, sorular, sorular... Sinemaya her gidişimde yenileri ekleniyordu ama merakımı giderecek hemen hemen hiçbir şey yoktu elimde. Elinizdeki kitap, keşke benim
çocukluğumda da olsaydı dediğim ender kitaplardan! Kim bilir, belki de bu kitapla birlikte adım attığınız dünyadan bir daha hiç geri dönemeyeceksiniz."
- Şebnem Özdemirci - Eğitim Yöneticisi