Bütün Kondorlar; ruhani liderleri Memlu’nun öğretileri gereği, peşinde oldukları Karzon Kapısı’nın cennet kapısı olduğuna inanıyordu. Memlu’ya bunları öğreten gizemli ruh, cennet kapılarının sembolik olmadığını anlatmıştı. Dediğine göre; Cennet Krallığı’ndaki tüm kapılar, cennetliklerin mutluluğu ile enerji üretebiliyor ve bu gücü tekrar cennetlikler için harcıyordu. Böylece sonsuza kadar sıkılmadan devam edecek olan yaşam, bir sebebe ve döngüye bağlanarak devam edebiliyordu. Memlu’ya bunları öğreten gizemli varlığa göre; bu kapılardan biri, sadece cennette yaşayanların mutluluğuyla enerji üretmemiş; yeryüzünde yaşayanların sahte mutluluklarını da algılar duruma gelmiş. İşlenen günahların sağladığı kirli mutlulukları cennetliklere aktardığı için Tanrı tarafından cezalandırılmış ve ölümlüler dünyasına sürgün edilmiş.
“Müjdeci” diye tabir edilen gizemli ruh, kovulan Karzon Kapısı’nın Kondor halkı için bir hediye olduğunu söylemişti. Ayrıca Tanrı’nın bir sebeple kendilerine bu kapıyı bulmakla ilgili bir görev verdiğini de aktarmıştı. Memlu, gerçek bir Kondorlunun tek amacının bu kapıyı bulmak, yeryüzünde küçük bir cennet kurmak ve Tanrı’nın gerçek çocukları olduklarını diğer insanlara kanıtlamak olduğuna inandırılmıştı. Ruhani liderin tüm Kondorlara aktarmayı başardığı bu inanç, nesilden nesile öylesine güçlenmişti ki Karzon Kapısı’nın bulma sevdası genlerine kadar işlemişti. Bu inançla çıktıkları çılgın yolculukta, Penelot’u altüst etmekle kalmamış Karzon Kapısı’nın sürgün edilirken göğe açtığı Kızıl Yol’da seyahat ederek ulaştıkları Moridya’da da birçok masumun kanına girmişlerdi.