Kanıta Dayalı Hemşirelik Uygulamaları Sevgisun Kapucu

Yaşam süresinin uzamasıyla sağlık bakım maliyeti ve bakım yükü artmaktadır. Kaynakların uygun kullanımı ve bakım kalitesinin artırılması, ancak kanıta dayalı uygulamalarla mümkün olmaktadır. Kanıta dayalı uygulama kullanımı sağlık bakımında kaliteyi yükseltmenin temeli olarak bilinmektedir. Bu nedenle sağlık profesyonelleri ve hemşireler için hastaya yapılan uygulamaların kanıt temelli olması önem taşımaktadır.

Son yıllarda kanıta dayalı uygulama yaklaşımlarının artması ve uluslararası hemşirelik birliği (ICN) tarafından da tüm dünya hemşirelerine uygulamalarının kanıta dayandırılması konusunda açık mesaj verilmesi, konunun önemini vurgulamaktadır. Kanıta dayalı uygulama (KDU)’nın anlamı elde edilebilir en iyi bilgiyi kullanmamızın yanı sıra, deneyimimiz ve yargımızla birlikte hastalarımız için en iyi bakımı belirlemektir. Hemşirelik uygulamalarının kanıta dayalı olması, bakım kalitesini ve bakım sonuçlarını iyileştirmek, klinik uygulamalarda ve hasta bakım sonuçlarında fark yaratmak, bakımı standardize etmek ve hemşire memnuniyetini artırmak gibi olumlu sonuçlar alınmasını sağlar. KDU sağlık bakım kalitesinin geliştirilmesinde hemşireler, hastalar ve sağlık sistemi için vazgeçilmez bir unsurdur.

O halde KDU hemşirelik bakımının altın standardı olarak görülebilir. Ayrıca birçok eğitim kurumunda stratejik planlar içinde kanıta dayalı uygulama ile ilgili farkındalığın ve yeterliliğin daha okul sıralarında kazandırılması yer almaktadır. Çünkü geleceğin hemşi- releri olacak olan hemşirelik öğrencilerinin, okul yıllarında kanıta dayalı hemşirelik uygulamalar konusunda bilgi sahibi olması ve farkındalık geliştirilmesi, gelecekte topluma sunacakları hemşirelik bakımının kalitesini doğrudan etkileyecektir. Hemşirelik öğrencilerinin, KDU için gerekli yetkinlikleri (literatür tarama, kanıt değerlendirme, araştırmaları eleştirel analiz edebilme ve araştırma bulgularını klinik uygulamaya aktarabilme vb) kazanımları, ilerdeki meslek hayatlarında kanıta dayalı uygulamaları gerçekleştirmelerinde itici güç olacaktır. Bu alanda uluslararası arenada bir çok kanıta dayalı hemşirelik kitabı yazılmıştır. Ülkemizde ise kanıta dayalı hemşirelik adı altında yazılmış kitap bulunmamakta ancak araştırma kitaplarında bölüm olarak yer almaktadır.

Bu kitabın içeriğinde, kanıta dayalı tıp başlangıcı, hemşirelik alanındaki tarihçesi ve kanıta dayalı uygulama yapabilmek için gerekli basamaklar, modeller ve araştırma bilgisi gibi konular yer almaktadır. Bu yönüyle kitabımız, kanıta dayalı hemşirelik uygulama alanında bilgi ve beceri kazandırmayı hedefleyen ilk kitap olma özelliği taşımaktadır. Ayrıca kitabımız temel kanıta dayalı uygulama bilgi ve becerisi kazanmanın yanın da, gelecek planları için yol gösterici ve ufuk açıcı nitelikdedir.

Bu kitap içinde iki ilki barındırmaktadır. Birincisi, ülkemizde kanıta dayalı uygulamaları tüm boyutları ile ele alan hemşirelik alanında yazılmış ilk kanıta dayalı hemşirelik kitabıdır. İkincisi ise, Kanıta Dayalı Tıp Derneği çatısı altında kanıta dayalı uygulamaların multidisipliner yönünden esinlenerek, kendi alanlarında uzman, pek çok akademisyen ve klinisyen hemşire ve hekim yazarlar tarafından yazılmış olup bu yönüyle multidisipliner bir kitap olma özelliği taşıyor olmasıdır.

Kitabın bu alanda bilgi paylaşımına, farkındalığın artmasına ve uygulamaların yaygınlaşmasına katkı vereceğine inanıyoruz. Bu yönleriyle kitabımızın alana faydalı olmasını diler, kitabın yazımında katkıda bulunan tüm yazarlarımıza emeklerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.