Osmanlı Devleti’nin sıbyan mektepleri ve medreselerinde ders materyali olarak kullanılan ve işlevi çok önemli olan manzum sözlükler Türkçe, Arapça ve Farsçanın temel söz varlığını aruzun ahenkli vezinleriyle dimağa yerleştirmekte ve talebeyi gelenekli manzumenin estetik ve disiplinli boyutlarıyla terbiye ederek dil öğretimi sürecini eğlenceli hâle getirmektedir. Başlangıçta Kur’an Arapçasının ve Mesnevi’nin dilinin anlaşılması için yazılan bu sözlükler ilerleyen dönem ve safhalarda dil öğretimi yönünden işlevsel bir önemde olmuştur. Hatta sadece Türkçe-Arapça veya Türkçe-Farsça değil aynı zamanda Türkçe ile farklı dillerin öğretiminde bu sözlüklerden yararlanılmıştır.
Aruz vezninin belli kalıplarıyla yazılan manzum sözlükler, sıbyan mektepleri başta olmak üzere medreselerin ilk dönemlerinde, dergâh vb. kurumlarda ders kitabı olarak okutulmuştur. Takrir, tekrar ve ezber yöntemi ile öğrencilerin, bu sözlüklerdeki manzumeleri ezberlemesi sağlanarak onların çok küçük yaşlarda hem Türkçe hem de Arapça ve Farsça gibi öğretilmek istenen dillere ait temel seviyede kelimeleri, ibare ve söz kalıplarını ve gramer yapılarını öğrenmeleri hedeflenmiştir. Osmanlı eğitim kurumlarında önemli bir ders materyali olan iki dilli, üç dilli bu sözlüklerin, sadece yabancı bir dilin öğretiminde değil aynı zamanda ana dilin öğretiminde de önemli bir yeri olmuştur. Henüz sıbyan mektebi çağı çocuklar, bu manzum sözlüklerdeki şiirleri ezberleyerek bu şiirlerde geçen kelimeler, kelime öbekleri vasıtasıyla bir nesnenin adını, o nesneyle ilgili fiili, sıfatı veya fiille ilgili zarfı en az iki dilde hafızaya nakşetmiş oluyorlardı. Birçok kelime ve dil bilgisi yapısının öğretilmesinde çekirdek özelliği taşıyan bu sözlükler, dil öğretimi işlevi yanında öğrencilerin çocukluk döneminden itibaren aruz vezniyle tanışmalarını ve bu vezni temrin etmelerini, belli başlı edebî sanatları manzumeler üzerinde görerek onlara aşina olmalarını sağlamıştır.
Lâle Müldür’ün şiirleriyle Ercan Arslan’ın resimlerinden oluşan Kadınesk Yapı Kredi Yayınları şiir dizisinden çıktı.
Kadınesk adıyla yayımlanan kitaptaki şiirler Lâle Müldür’ün 2016 baharında Berlin’de Ercan Arslan ile karşılaşmasından bir gün sonra, ressamın atölyesinde geçen gecelerde yazılmış.
Lâle Müldür, sunu yazısında şiir-resim buluşmasını şöyle değerlendiriyor: “Şiir ve resim başka bir şey. Kendinin binlerce mil ötesine gidebiliyorsun. Bu resimlerde, tıpkı iyi müziğin tanımında olduğu gibi, aynı zamanın içinde tekrar eden bir ritim var. Bütün etüt boyunca bu müziğin içinde gidip geliyor, sallanıyordum. Ercan Arslan’ın resimlerindeki ritmi yakalayıp müziğinde gezindiğimde aynı yalpalanma duygusuna kapılıyordum. Bir müziği devreder gibiydim. Yıldızella burada işte.”