Bu kitap isteklerimiz ve ihtiyaçlarımız arasında sıkışıp kaldığımız, yargılanıp incitildiğimiz; bereketimizi, eril ya da dişil enerjimizi, ümitlerimizi yitirdiğimiz bu gezegende, var olan yetilerimizi hatırlamamız ve onları yeniden hayata geçirebilmemiz için yazıldı.
İstemek eyleminin varlığı bile istediğin her neyse onu almaya dair en güçlü niyettir. İşte bu kitapta isteklerini kendine çağırmayı, istediğin şeye dönüşmeyi, onunla aynı frekansta titreşmeyi öğreneceksin.
Ey kadın, sen rahim taşıyorsun. O ki Yaradan’ın en özel kimliklerinden. Sen istersen yaparsın. Öyle bir sarıp sarmalarsın ki şefkatinle, istediğin her neyse pervane ola ola, senden başka hiçbir şeyi alternatif kabul etmeden sana gelir. Sen Kibele’nin bereketini taşıyorsun, sen besleyip büyütensin, aynı zamanda Lilith gibi entrika dolu ya da asice başkaldırabilensin. Bir başka şeye benzemeden ve birini çok sevmeden önce kendi var oluşuna fırsat tanımalı, doğuştan sahip olduğun yeteneklerini keşfetmelisin. Bilesin ki minik bir mum alevi, birkaç damla bitki özü,
bir parça ağaç kabuğu en derin yaralara bile şifa verebilir. Sen kudretlisin ve ana kraliçesin, yeşermeye hazır tohumların hâlâ içinde. İşte şimdi Kibele’yi, Lilith’i, Ceres’i, Vesta’yı, Juno’yu uyandırma zamanı. Onlar kadının ilahi tarafının sadece hikâyeleştirilerek betimlenmiş, tarif edilmiş figürleri. Sen bundan çok daha fazlasısın. Şimdi bulmalısın, nerede vazgeçtin öz bilginden ve nerede kaybettin gücünü?