Tarih boyunca bireylerin oluşturduğu toplumsal yapılar, devamlılıklarını sağlamak amacıyla kendinden sonraki nesillere her türlü bilgiyi, deneyimi, birikimi miras olarak bırakmışlardır. İletişimle kuşaklara aktarımı sağlanan, insanlığın tarihsel ve toplumsal gelişme sürecini bizlere doğrudan yansıtan kültürün ta kendisidir. Yani iletişim, kültürün hem tetikleyicisi hem de aktarıcısı olmuştur. Bu bağlamda kültür ve iletişim birbirinden ayrılmaz iki olgu olarak değerlendirilmektedir. Üstelik bu olgunun devamlılığı asla son bulmayacak, kültür ve iletişim etkinlikleri sürekliliğini koruyacaktır. Hızla gelişen, küreselleşen dünyada ‘kültür ve iletişim' adından sıkça söz ettiren kavramlar hâline gelmekle birlikte iletişim bilimlerinden sosyoloji, antropoloji, psikoloji, güzel sanatlar, hukuk, siyaset bilimine kadar çeşitli alanlarda kendine yer bulmuştur.