Bu kitabın amacı, Hegel’in mutlak idealizmini felsefesinin bütünlüğü bağlamında ele alıp değerlendirmektir. İlk bölümün konusu, Platon ve Aristoteles’in felsefelerinde biçimlenen idealist anlayıştır. Bu genel olarak idealizmi anlamak açısından önemlidir. İkinci bölümün konusu, modern felsefeyle dolayımlı olarak Alman İdealizmi, Kant’ın transendental, Fichte’nin öznel ve Schelling’in nesnel idealizmleridir. İdealizmin felsefe tarihindeki temel uğraklarını kısaca konu edinen bu bölümlerden sonra, Hegel’in mutlak idealizmi, genel çerçevesi içerisinde değerlendirilecektir. Sonraki bölümlerde, Hegel’in ilk önemli yapıtı olan Tinin Fenomenolojisi, felsefe sisteminin genel bir sunuluşu olan Felsefi Bilimler Ansiklopedisi’nin ana bölümlerini ve öğe-aşamalarını (Moment) oluşturan, Mantık Bilimi, Doğa Felsefesi ve Tin Felsefesi, mutlak idealizmin bütünsel, sistematik ve derin anlamı bağlamında incelenecektir.
Platon’un ‘mağara metaforu’yla, Hegel’in sistemini ve felsefi yolculuğunu kısaca özetleseydik ne diyebilirdik? Tinin Fenomenolojisi temel olarak filozofun mağaradan çıkış ve idealar âleminin kapısına varış süreci, Mantık Bilimi idealar âleminde arı düşünce ve kavramlarla hemhal oluş süreci, Doğa Felsefesi ve Tin Felsefesi ise, mağaraya dönüş ve doğayı ve insanlık toplumunu idealist bir bakışla kavrama çabası olarak yorumlanabilir. Umarım bu kitap sizin için de iyi bir yolculuk olur.