Çölyaklı Bir Şefin Glütensiz Hayatı Keşfetme Yolculuğu
Yaşamdan tat almak çoğu zaman yediklerimizle de ilgilidir. Mutluluğumuza eşlik eden yiyecekler kadar üzüntümüze teselli olanlar da vardır. Yediklerimiz, birçok şeyi daha keyifli hale getiren olmazsa
olmaz unsurlardan biri. Peki ya yiyemediklerimiz?
Sıkı bir glütensiz diyet gerektiren çölyak, çoğu zaman kendimizi yiyemediklerimiz üzerinden ifade etmemize neden olur. Annemizin o leziz böreği, en sevdiğimiz restoranın şahane makarnası, yiyenlerin tadına bayıldığı dumanı üstünde pizza, çıtır çıtır lahmacun… Hiçbirinin tadına dahi bakamayız çünkü içlerinde bulunan glüten bize bedel ödetmek için hazırda bekler. Kaçamak yapmak da mümkün değil. Glütensiz beslenme ciddiye alınması gereken bir iştir. Ve tüm ciddi işler gibi biraz sıkıcıdır.
En azından bu kitap ortaya çıkana kadar öyleydi. Selin Güneş, çölyak olduğunu öğrendikten sonra şeflik eğitimi aldı. Glütensiz ürünleri, onların kaderi sanılan “lezzetsizlikten” kurtarmak için birçok çalışma yaptı ve reçete çıkardı. İster çölyak ister glüten hassasiyeti ile mücadele ediyor olun, bu kitapta bir yandan Selin Güneş’in glütensiz beslenmeyi yaşam tarzı haline getirme hikâyesini okurken, bir yandan da kendiniz için bir beslenme rehberi bulacaksınız; birbirinden leziz ve pratik tarifler de size eşlik edecek.
“Glütensiz beslenmeyi yaşam tarzına dönüştürmek isteyenler için ilham verici bir anlatı.”