Enflasyon hedeflemesine dayalı para politikası uygulaması 1990’lı yıllardan itibaren bir para politikası rejimi olarak uygulanmaya alınmış ve fiyat istikrarını sağlama hususunda yadsınamaz başarılar elde etmiştir. Söz konusu sürece binaen, dünya ekonomisinin genelinde reel ve finansal sektör arasındaki etkileşim önemli ölçüde artmış ve özellikle ekonomik birimler finansal sektördeki gelişmelere giderek artan oranda tabi olmaya başlamıştır. Bir başka deyişle, ekonomik birimler tüm harcama kalemlerini gelişen finansal sektörden elde ettikleri borçlanma araçları ile sürdürür hale gelmiştir. ABD ekonomisinde 2007 yılından itibaren finansal sektörde ortaya çıkan sıkıntılar mortgage kredilerini geri ödenememesi ile tetiklenmiş ve 1929 ekonomik krizinden sonra etkileri dünya ölçeğinde en ağır şekilde görülen son global finansal kriz görülmüştür.