1930’ların bohem Paris’inde kocası Stephan’la avare bir yaşam süren Marya, hayatında ilk defa kendini mutlu hissetmektedir. Bir sonraki günü asla düşünmeden yaşayan çiftin bu hayatı, Stephan’ın birden hapse atılmasıyla tepetaklak olur. Beş parasız ortada kalan Marya’nın yolu, kültürlü bir İngiliz çift olan Heidler’lerle kesişir. Genç kadın, misafir olduğu bu çiftin yanında, kendini içinden çıkılmaz bir ilişkiler sarmalında bulur.
Dörtlü, modern edebiyatın her dem taze kalan yazarlarından Jean Rhys’den, kendi hayatından renkler taşıyan bir ilk roman. Paris’in soğuk sokaklarından ve dumanlı kafelerinden geçerek gırtlakta düğümlenen, tutkuyla ve hüzünle örülmüş vurucu bir öykü.
“Rhys’in inatçı kadınları acınası ya da ümitsiz değildir, daha iyi bir hayat için mücadele ederler. Hayatın olmadığı yerdeyse, daha iyi bir ölümü ararlar.”
Paris Review