Ürün Açıklaması
İnsanın bireysel anlamda yetkinleşmesi ve toplumsal düzenin inşasında dinî inancın ve ahlakın son derece önemli olduğu bilinmektedir. Bu iki alanın otonom yapılar oldukları şeklinde bazı yaklaşımlar bulunmakla birlikte, genel eğilim onların insan hayatında çoğu zaman kesişen bir yapı arz ettiği yönündedir. Bu konuya ilişkin yaklaşımlar, teolojik ve felsefi anlayışların belirlenmesinde temel bir nirengi noktasıdır.Din-ahlak ilişkisinin statüsünün belirlenmesine dair yapılan tartışmaların kökeni çok eski dönemlere kadar gitmekle beraber, canlılıklarını ve etkinliklerini aralıksız bir şekilde devam ettirdikleri ve bundan sonraki dönemlerde de dinamik yapılarından bir şey kaybetmeyecekleri söylenebilir. Çünkü hem dinî hem de seküler anlayışların egemen olduğu toplumsal yapılarda, din-ahlak ilişkisi bağlamında ortaya çıkan sorunların bütünüyle çözülemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu gerçekliğe rağmen insanların çözüme yönelik uğraşlarının tamamen ortadan kalkacağı da düşünülemez. Dolayısıyla, yapılan tartışmalarda her devrin kendine mahsus yapısı dikkate alınmak zorundadır.Bu çalışma din-ahlak ilişkisinin statüsüne yönelik farklı kanaatleri benimseyen bazı Batılı düşünürlerin makalelerinden oluşan bir derleme-çeviri çalışması olup, alana katkı sunmayı amaçlamaktadır.