Yazar: Abdurrahman Kevakibi Yayınevi: Mana Yayınları
Abdurrahman el-Kevâkibî; Cemaleddin Efganî ve Muhammed Abduh gibi dönemin sorunlarına karşı savundukları düşünceleri ve önerdikleri çözümleriyle çokça tartışılan ve haklarında çelişkili değerlendirmeler yapılan 19. Asrın Müslüman entelektüellerinden biridir. Halep'te dünyaya gelen Kevâkibî (1854) çocukluk yıllarının bir kısmını Antakya'da geçirmiş sonra Halep'e dönerek el-Medresetü'l-Kevâkibiyye'de öğrenimini devam ettirmiştir.
İyi derecede Türkçe Arapça ve Farsça bilen Kevâkibî gazetecilikle başladığı meslekî hayatını Halep vilâyetinde Menâfi Sandığı vekilliği Ticaret Mahkemesi üyeliği Ticaret Odası reisliği Belediye reisliği Mahkeme-i Şer'iyye başkâtipliği gibi resmi görevlerle sürdürmüştür. Halepli Şeyh Ebü'l-Hüdâ es-Sayyâdî aracılığı ile kadılığa tayinini istemişse de sonuç alamayınca Osmanlı yönetimiyle ilişkisini keserek Kahire'ye gitmiştir (1898). Kahire'de reformcu çevrelerle görüşme imkânı bulmuş reformcu düşünceleri dikkatini çeken Hidiv Abbas Hilmi kendisiyle yakından ilgilenmiştir. Daha sonra Kuzey Afrika Arap yarımadası ve Hindistan'ı içeren bir seyahate çıkmış ve bu seyahatinden döndükten birkaç ay sonra Kahire'de vefat etmiştir.(1902)
Kevâkibî Tabâi'u'l-istibdâd'ında herhangi bir şahsiyeti hükümeti ya da milleti hedef almadığını doğrudan istibdat rejiminin olumsuzluklarını eleştiri konusu yaptığını belirtir ve istibdat rejimini din bilim eğitim ahlâkî değerler refah ve ilerleme gibi konular açısından inceler. Bu çerçevede "Doğunun hastalığı nedir?" sorusunu yöneltir ve düşünce hayatını bu hastalığın teşhis ve tedavisine ulaşmak için harcar. İslam dünyasındaki küllî çöküşün sebepleri ve bundan kurtuluşun yolları üzerinde kafa yoran Müslüman entelektüellerin her biri kendince bir teşhis ve tedavi öneriyordu. Ona göre ise Müslüman toplumların duçar oldukları geri kalmışlığın temel sebebi siyasal despotizm (istibdât) ilacı da anayasal şûradır
Adı meşruti veya cumhuriyet de olsa bütün baskıcı rejimleri eleştiren Kevâkibî'ye göre istibdat; "fiilen ya da hükmen hesap verme ya da cezalandırılma korkusu taşımaksızın tebaa üzerinde keyfî tasarrufta bulunma yetkisine sahip mutlak monarşi" için kullanılan bir nitelemedir. Ona göre güç kullanarak ya da veraset yoluyla iktidara gelen ferdin egemen olduğu yönetim biçimi istibdat/despotizm kapsamına girdiği gibi seçimle iktidara gelmiş yetkileri sınırlı yönetici fert ya da siyasi grup (parti) da sorumsuz ve keyfi davranması halinde bu kapsama girer. İstibdadın en tehlikelisi ise Teokratik Monarşidir.
Özellikler |
|
Barkod | 9786052339213 |
Katkıda Bulunanlar |
|
Yazar | Abdurrahman Kevakibi |
Saat 12:00'e kadar verdiğiniz siparişler aynı gün kargoda.
İletişim bölümümüzden bizlere herzaman yazabilirsiniz.
Kart bilgileriniz saklanmadan güvenli şekilde bankaya gönderilmektedir.
En iyi fiyatı sizlere en hızlı kargo ile sunuyoruz.