Kendi elleriyle son verdiği kısa hayatına rağmen edebiyat tarihinde eşsiz bir yeri olan ve 20. yüzyılın en önemli psikolojik romanlarından Sırça Fanus’a imza atan Sylvia Plath, bu kurgusal otobiyografide kendisi bir psikolojik romanın kahramanı olarak karşımıza çıkıyor. Yazarın hayatının son bir yılını konu eden
Delice Coşkun, Plath’in kocası Ted Hughes ile giderek sorunlu bir hal alan tutkulu ilişkisini, “yazmak”la ilgili açmazlarını, kendi annesiyle çözemediklerini, hayatın sıradan dertlerinin yarattığı sıkıntıları, iki küçük çocuğun annesi olarak yaşadığı duygusal iniş çıkışları son derece ayrıntılı ve inandırıcı bir zihin akışıyla anlatıyor.
Delice Coşkun 2021’de İsveç’in en önemli edebiyat ödülü olan August Ödülü’nü kazandı.
“Culhed, Plath'ı son derecede iyi canlandırıyor. Plath'in içsel benliği -yazılarında dolaysız, özgür ve dürüst oluşu- ile dünyaya gösterdiği dış görünüş arasındaki çelişkiyi ortaya çıkarıyor.” Norrbottens Kuriren
“Delice Coşkun okumamdan bana kalan, Cullhead’in depresyon ile neşe, kendini imha ile kibir arasındaki psikolojik çekişmeyi nasıl tasvir ettiği. Biri diğerini dışarıda bırakmıyor; bilakis birbirlerini büyütüyorlar.” Aftonbladet
“Sırça Fanus’u ve Sylvia’nın şiirlerini okuyanlar için Elin Cullhed’in, kahramanının düşünme ve hissetme biçimine ne kadar bağlı olduğu gayet açık. Elin Cullhed’in kurgusal kişisi de gerçek Sylvia gibi, duygusal hayatıyla bütünleşen rasyonel ve eleştirel, keskin bir zekaya sahip; gerçekçilikle hayal gücü arasında, umutla çaresizlik arasında, güven ve ihanet arasında sürekli salınan dipsiz bir kırılganlık.” Alba