Dedim ya kıyıdaki çakıl taşları gibi...
Bazı kıyılarda yürüyemezsiniz!
Bozar, bazen ayağınızın terazisini,
bazen de vücudunuzun dengesini!
Batar çakıl taşları ayağınıza...
Kimi büyük haddinden fazla!
Kimi unufak, yapışır kalır sağına soluna,
batak gibi çeker seni içine!
Nerde bulacaksın
hepsi güzel birbirinden,
hepsi düzgün diğerlerinden...
halı gibi, süzülüp giden...
çakıl taşlarını(!).
İnsanlar da aynı değil mi?
İrili ufaklı...
Cüsseleri değil kastım... O belli!
Bakınca görürsün!
Ruhları da var her bedenin; irili ufaklı!
Sanmayın ki eşit eşleşmiş ruhlar her bedende!
Ruhla beden her zaman uygun bir şekilde mi birbirine?
Her neyse o “ruh” dediğin...
Nasıl bileceksin ki
iri mi, ufak mı?
İyi mi, kötü mü?
Güzel mi, çirkin mi?
Cesur mu, korkak mı?