Yazar: Yayınevi: Pegasus Yayınları
ATLAS VAZGEÇTİ
(1. KİTAP, 2. KİTAP, 3. KİTAP)
Ayn Rand’ın Objektivizm felsefesinin bir özeti olarak görülen Atlas Vazgeçti destanlara özgü kahramanlarıyla ve kötü adamlarıyla, iyinin ve kötünün ne olduğuna dair sorularıyla bir roman formunda yazılmış olsa da
aslında felsefi bir devrim amacı taşıyor.
Birleşik Devletler’de en büyük mucitler, sanayiciler, bilim insanları ve yetkin kişiler bir bir ortadan kayboluyor ve nereye gittiklerini kimse bilmiyor. Bu kaotik ortamda ekonomi tepetaklak olurken hırslı iş kadını Dagny Taggart, yönettiği kıtalararası demiryolunu ayakta tutmak için varını yoğunu ortaya koyuyor ancak gün geçtikçe dünyanın geri döndürülemez bir şekilde yıkıma sürüklendiği ve kurtuluşun mümkün olmadığı anlaşılıyor…
Büyük bir sanayi dehası insanların gözü önünde işe yaramaz bir sosyete çapkınına dönüşüyor, çelik endüstrisinde çığır açan yenilikçi bir üretici kendi elleriyle yıkımını hazırlıyor, çağının öncüsü olabilecek kadar yetkin bir filozof yasadışı yollara sapıyor ve dâhi bir besteci kariyerinin zirvesinde müziği bırakıyor… İnsanlığı ayakta tutan tüm değerler kaybolurken, devinimi sağlayan itici güç yok olmuşken kurtuluşu kim sağlayacak? Dünya yok oluşa mı sürüklenecek yoksa yıkıntıların arasında, var olmanın tanımı yeni baştan mı yapılacak?
Kolay kolay bir tanıma sığdırılamayan ve hem bir gerilim hikâyesi hem de felsefi ve siyasi bir roman olarak görülebilecek Atlas Vazgeçti ilk kez 1957 tarihinde okuyucuyla buluştu ve o günden bu yana yazılmış en etkili ve sansasyonel eserlerden biri olmayı sürdürüyor.
HAYATIN KAYNAĞI
Objektivizmin tohumlarını eken ve Ayn Rand’a
uluslararası ün kazandıran edebiyat eseri.
Bu modern klasik, karakteri granit kadar sağlam, hiçbir şekilde uzlaşmaya yanaşmayan genç mimar Howard Roark’un hikâyesi. Ve inanılmaz derecede güzel ve tutkuyla Roark’a âşık olduğu halde onun en büyük düşmanıyla evlenen Dominique Francon’un… Aynı zamanda muhteşem bir dehaya sinirlenen öfkeli kalabalıkların çılgın ithamlarının… İlk basıldığı gündeki tazeliğini ve önemini koruyan, Ayn Rand’ın bu kışkırtıcı romanı edebiyat tarihinin en büyük iddialarından birini sunuyor: İnsanın egosu ilerlemenin ve hayatın kaynağıdır.
“Çok güçlü bir yazar. İncelikli ve dâhi bir zihni var; iğneleyici, parlak ve muhteşem bir kaleme sahip… Amerikalı bir kadının yazdığı tek fikirsel kitap olabilir.”
The New York Times
“Hayatın Kaynağı’nda güç, ihtiras ve hayatın ihtişamı heyecanlı betimlemelerde kan kırmızı akıyor.”
London Review of Books
YAŞAMAK İSTİYORUM
Ayn Rand’ın 1936 yılında basılan ilk romanı Yaşamak İstiyorum, Sovyet Rusya’da bireyin devlete karşı mücadelesini konu eden zamansız bir öykü olarak günümüzde de çok tartışılmaya devam ediyor.
Yaşamak İstiyorum, Rus Devrimi’nin kendi mutluluğunun peşinden giden üç birey üzerindeki etkisini tarihsel gerçeklere dayanarak canlandıran ve genç bir kadının, tutku dolu aşkını totaliter, yozlaşmış devletin karşısında bir kale gibi savunmasını anlatan özgün bir roman.
Ve bu romanda aslında politik olayların bir tartışması yürütülmüyor; politikanın ötesinde, kızıl bayrakların ve sloganların ardında varoluş kavgasını veren kadın ile erkeklerin yaşamaya nasıl devam edebileceği, politik sloganların insanoğluna gerçekte ne yaptığı sorusu soruluyor. Totaliter devlete baş kaldırana ne oluyor? Peki ya boyun eğen nasıl bir hayat sürüyor?
Toplumsal bir devrim ile bireysel bir isyanın çakıştığı noktada yaşananları ele alan Ayn Rand, okuyucuya sosyalizmin pratikte neye dönüştüğünü açıkça gösteriyor.
KAPİTALİZM:
BİLİNMEYEN İDEAL
Kapitalizmin temelleri bir altruizm saldırısı altında ve bu da modern dünyanın çöküşünün sebebi. Bu, Ayn Rand’ın görüşü. Onun görüşü mevcut tutumlara o kadar derinden karşı ki başlı başına felsefi bir devrim olarak bile addedilebilir. Bu kitabın içindeki makalelerde büyük firmaların cezalandırılması, savaşların sebepleri, muhafazakârlığın iflası ve altruizmin şeytani yönü gibi konularda duruşunu sergilemektedir. Amerika’nın yetiştirdiği en kışkırtıcı entelektüellerden birinin modern topluma bakış açısını burada görebilirsiniz.
“Kapitalizm ve siyaset hakkında bugüne dek yazılmış en devrimsel ve güçlü eserlerden biri.”
Prof. Leonard Peikoff
İŞ ADAMLARI İÇİN FELSEFE
Her iş adamının yönetim odasında ihtiyaç duyduğu entelektüel dayanak!
Devletler ve medya, dünyada yaşanan her ekonomik krizden büyük işletmeleri sorumlu tutarken iş adamları her türlü yardıma ihtiyaç duyar. Kapitalizmin felsefi ilkelerini savunan Ayn Rand ve diğer Objektivist entelektüellerin görüşlerini aktaran makaleler için daha doğru bir zaman olamaz. Esaslı ve pratik bir rehber olan İş Adamları İçin Felsefe, günlük operasyonlardan idari kararlara, kurumsal bir çevrede felsefi prensiplere sahip çıkmanın önemini anlatıyor. Şirketlerin ideolojik saldırılara dayanabilmesi için gerekli olan rasyonel düşünce ve taktik bilgisini de ustalıkla açıklıyor.
İHTİYACIMIZ OLAN FELSEFE
Çok sayıda denemenin bir araya getirildiği bu kitap, Ayn Rand’ın 1982’deki ölümünden önce basımını planladığı son çalışma. İhtiyacımız Olan Felsefe’de Rand, felsefesinin bir özetini veriyor ve ekonomiden toplumsal konulara kadar pek çok alanda fikirlerini aktarıyor.
Ayn Rand’a göre önemli olan hayatta yalnızca bir felsefe edinip edinmemek değil, hangi felsefeyi benimseyeceğimiz konusunda karar verebilmektir. Bu felsefe ya rasyonel, bilinçli ve bu sayede de gerçek hayata uygulanabilir olacak ya da çelişkili, muğlak ve bunun sonucunda da bireyin ve toplumun geleceğini tehlikeye atacaktır.
Ayn Rand’ın Objektivizm felsefesini ana akım Amerikan düşüncesi haline getiren net bir dil ve etkileyici bir üslupla yazılmış bu denemeler, felsefenin hayatlarımızdaki en önemli gerçeklerden biri olduğunu ispatlayacak şekilde eğitim, ahlak, sansür ve ekonomi gibi temel meseleleri ele almaktadır.
İDEAL
1934 yılında yazılan ancak Ayn Rand’ın ölümünden uzun yıllar sonra, ilk kez 2015’te yayımlanan İdeal şimdi Türkçede.
Ayn Rand’ın ilk önce bir roman olarak yazmayı planladığı ancak daha sonra tiyatro oyununa çevirdiği İdeal, halk arasında ve sinema dünyasında çok popüler olan ancak yaşadığı topluma bir türlü uyum sağlayamayan güzel aktris Kay Gonda’nın hikâyesini anlatıyor. Cinayetle suçlanan Gonda, kendisine daha önce mektup yazmış altı hayranını (saygın bir aile babası, solcu bir aktivist, alaycı bir ressam, bir evanjelist, bir playboy ve toplumdan dışlanmış düşkün bir adam) tek tek ziyaret ediyor ve mektuplarında ondan büyük övgüyle bahseden bu insanlardan yardım istiyor. Hayranların her biri, idealize ettiği Gonda’yı karşısında görünce farklı bir tepki veriyor ve Gonda’nın yaşadığı bu şaşırtıcı deneyim, uzun süredir ardında koştuğu sorulara bir bir yanıt oluyor.
İdeal ilk olarak 1934 yılında roman formunda kaleme alınmıştı. Fakat Ayn Rand temanın tiyatro için daha uygun olduğunu düşünerek roman fikrini rafa kaldırdı. Uzun yıllar sonra İdeal, roman ve oyun olmak üzere iki farklı versiyonuyla ilk kez yayımlanıyor ve tüm dünyadaki okuyuculara, Ayn Rand’ın yaratıcı sürecini daha iyi kavrayabilmeleri için karşılaştırmalı bir fırsat sunuyor.
YENİ ENTELEKTÜEL
İÇİN
Çağımızda kabul gören felsefi öğretilere ve bu öğretilerin yarattığı “suçluluk duygusu, panik, umutsuzluk, bıkkınlık ve bahanelerin ardına saklanma atmosferine” karşı koyan ilk kurgu dışı Ayn Rand eseri.
Bugün de altmış yıl önce olduğu kadar geçerli olan Yeni Entelektüel İçin, varoluşla ilgili tüm parçaların yerli yerine oturduğu bir bakış açısı kazanmak isteyen herkes için Ayn Rand felsefesinin temellerini ortaya koyuyor. Esere ismini veren makalede Ayn Rand, Batı kültürünün bir analizini yapıp gelişiminin, güç kaybedişinin ve iflasının altında yatan nedenleri tartışıyor, ardından entelektüel bir yeniden doğuş için yapılması gerekenlere işaret ediyor.
Felsefenin en tartışmalı figürlerinden biri olan Ayn Rand ahlak felsefesinin ve özgecilik ile fedakârlık etiğinin tam zıddı olan rasyonel bir bencillik etiğinin savunucusuydu. Bu ahlak felsefesinin temel taşları, yani Rand’ın deyimiyle “yeryüzünde yaşama felsefesi” Yeni Entelektüel İçin eserinde capcanlı bir anlatımla aktarılıyor.
BENCİLLİĞİN ERDEMİ
Ayn Rand’ın tartışma yaratan felsefesi Objektivizm’in
ahlaki ilkelerini ortaya koyan bir deneme koleksiyonu.
Bencillik bir erdem midir? Ayn Rand kitabının ismini seçerken böyle provokatif bir şey olmasını özellikle istemişti çünkü bencilliğin şeytani bir şey gibi gösterilmesine karşı savaş açmıştı. Şöyle der kitabının başında:
Popüler kullanımıyla “bencillik” kötülükle eş anlamlıdır; bu kelime insanın zihninde, emeline ulaşmak için bir yığın cesedi çiğnemeye hazır olan, hiçbir canlı varlığa değer vermeyen, kaprislerinin etkisiyle herhangi bir anın vereceği hazzın peşinde olan eli kanlı bir zalim imajı uyandırmaktadır. Oysa “bencillik” kelimesinin tam anlamı ve sözlükteki tanımı, kişinin kendi çıkarlarıyla ilgilenmesidir. Bu kavram herhangi bir ahlaki değerlendirme içermez, kişinin kendi çıkarlarıyla ilgilenmesinin iyi veya kötü olduğunu söylemez; insanın gerçek çıkarlarının ne olduğunu da bize söylemez. Bu tür sorulara cevap vermek etiğin görevidir.
Rand bu kitabında öncelikle insanın neden ahlaka ihtiyaç duyduğu sorusuyla başlıyor ve bencilliğin erdemine dayanan yeni etik kuralları belirleyen bir cevaba ulaşıyor.
EGO
Ayn Rand’ın bir klasik haline gelmiş distopik öyküsü Ego, yeni bir Karanlık Çağ’ın hüküm sürdüğü bir gelecekte bireylerin ellerinden isimlerinin ve özgürlüklerinin alındığı “Biz” dünyasını konu alıyor.
İnsanlar yalnızca devlete hizmet etmek için yaşıyorlardı. Kadınlar ve erkekler yalnızca kontrollü bir şekilde Eşleşme Sarayı’nda bir araya geliyordu. Yaşlandıklarında da Faydasızlar Evi’nde ölümü bekliyorlardı. Beşikten mezara kadar herkes tek bir bütüne aitti: BİZ.
Ellerinde hiçbir şey kalmayan bu insanların arasında bir adam vardı; düşünmeye, aramaya ve sevmeye cesaret eden bir adam. Geleceğin karanlık çağında yaşıyordu. Sevgisiz bir dünyada kendi seçtiği bir kadına âşık olmaya cüret etti. Bilimin ve uygarlığın izine bile rastlanmayan bir çağda bilginin peşine düşme cesaretini gösterdi. Fakat işlediği en büyük suç bu değildi. Nihayetinde ölüm cezasına çarptırıldı çünkü affı olmayan bir günah işlemişti: Aklını kullanmayan insan sürüsünün önüne geçmişti. Kendi başına bir insan olmuştu. O kayıp, kutsal sözcüğü yeniden keşfetmişti: BEN.
Bireylere bir birey olma konusundaki azami ihtimalleri için tapıyorum, insanlıktansa bu ihtimalleri yaşamayı başaramadığı için tiksiniyorum.
–Ayn Rand
16 OCAK GECESİ
Bjorn Faulkner. Tüm dünya onu uluslararası çapta başarılı, devasa bir finans imparatorluğunu yöneten bir iş adamı olarak görüyordu. Hiç yanından ayırmadığı sekreteri ve metresi içinse Faulkner zihniyle, kalbiyle ve bedeniyle hizmet edeceği tanrısal bir kahramandı. Aristokrat bir aileye mensup genç karısı ona evcilleştirebileceği, yönetebileceği bir av olarak bakıyor, milyoner kayınpederi ise Faulkner’a, onu tek bir hatasında yok edebilecekmiş gibi muamele ediyordu.
Peki pek çok insanın hayatının odak noktası olan meşhur iş adamı Bjorn Faulkner gerçekte kimdi? Nasıl bir adamdı? Ayn Rand bu sarsıcı oyunda kararı okuyucuya bıraktı.
İlk bakışta 16 Ocak Gecesi zeki ve amansız bir adamın yükselişini ve yıkımını anlatan etkileyici bir drama olarak tanımlanabilir. Ancak daha derine inildiğinde bu eser Ayn Rand’ın, bir insanın sahip olabileceği gücü ve zayıflıkları simgesel olarak canlandırdığı felsefi bir araştırmaya dönüşüyor. Broadway’de sahnelenmesiyle gelen ilk başarının ardından 16 Ocak Gecesi on yıllardır tüm dünyada büyük bir ilgiyle yorumlanmaya devam ediyor.
AYN RAND, 2 Şubat 1905’te Rusya’nın St. Petersburg kentinde doğdu. İlk romanı Yaşamak İstiyorum 1936 yılında basıldı, onu Ego takip etti. 1943’te Hayatın Kaynağı’nın yayımlanmasıyla birlikte büyük bir başarı yakaladı. Rand’ın felsefesi Objektivizm tüm dünyada ilgi çekti ve etkileri halen popüler düşünce üzerinde görülmektedir. Ayn Rand 1982 yılında hayata gözlerini yumdu.
Özellikler |
|
Barkod | 9786254102660 |
Katkıda Bulunanlar |
Saat 12:00'e kadar verdiğiniz siparişler aynı gün kargoda.
İletişim bölümümüzden bizlere herzaman yazabilirsiniz.
Kart bilgileriniz saklanmadan güvenli şekilde bankaya gönderilmektedir.
En iyi fiyatı sizlere en hızlı kargo ile sunuyoruz.