Ürün Açıklaması
Türkiye’deki Arkeolojik Alanlar, Dünya’nın Çok Az Ülkesinde İzlenebilen Bir Çeşitlilik Ve Zenginlik Sunarlar. Mezopotamya Uygarlığı’nın Kültürel Çeşitliliğini En İyi Ortaya Koyan Nadir Mimari Örneklerden, Antik Yunan Ve Roma Dönemlerinin En İyi Durumda Günümüze Ulaşmış Kentlerine Ve Yapılarına Ve Oldukça Erken Tarihli Hristiyan Ve Müslüman Dini Yapı Kalıntılarına, Oldukça Geniş Bir Zaman Aralığının Kültürel Miras Örnekleri Türkiye’nin Sınırları İçerisinde Yaygın Olarak Bulunur. Bu Sebeple, 2018 Sonu İtibariyle, Türkiye’nin Unesco Dünya Miras Listesi’nde Bulunan 18 Alanından 12’Si Ve Unesco Dünya Miras Aday Listesi’nde Bulunan 77 Yapıdan 27’Si Kısmi Ya Da Bütünüyle Arkeolojik Alanlardır. Ülkemiz Sınırları İçindeki Bu Olağanüstü Zenginlik Sınırsız Gibi Görünse De Aslında Sınırlıdır Ve Baraj Suları Altında Kalan, Ülke Ölçeğindeki Alt Yapı İnşaatına Kurban Verilen, Keşfedilmeden Kazılamadan Talana Uğrayan Her Antik Kent Ya Da Kalıntı, Kaybedilen Ve Yerine Konması Mümkün Olmayan Müthiş Bir Değerdir. Dolayısıyla, Bu Ölçüde Bir Zenginliğe Sahip Olmak, Türkiye’nin Arkeologları, Koruma Uzmanları, Tarihi Alan Yöneticileri, Bürokratları, Politikacıları Ve Vatandaşları Olarak Hepimize Fırsatlar Sunmasının Yanısıra Omuzlarımıza Da Çok Önemli Bir Sorumluluk Yüklemektedir: