Logoterapinin kurucusu ve psikiyatri alanındaki en önemli otoritelerden biri olan Viktor E. Frankl, Nazi soykırımından kurtulan ender kişilerden biridir. Okuru kendisiyle birlikte anlamın anlamı üzerine düşünmeye çağıran Frankl’a göre, insani varoluşun ayırt edici özelliği mutluluk veya haz peşinde koşmak değil, bir anlama sahip olup onu gerçekleştirmeye çalışmaktır. Ve de varoluşsal boşluk çağı dediği günümüzde, anlamla birlikte haz ve mutluluk da sonuç olarak, hiç peşinde koşulmadan gelecektir.
Kitabın ilk bölümü Frankl’ın kurucusu olduğu ve sonraları ‘logoterapi’ diye adlandırılan psikoterapi yönteminin teorik temellerine ayrılmış. Ancak bu teorik bölümde bile Frankl’ın her zaman yaşamın içinden konuşan, şefkatli sesi duyuluyor. İnsani varoluşun trajik üçlüsü dediği; acı, ölüm ve suçluluk duygusuyla yüzleşmeye çağırıyor bizi Frankl. Kitabın ikinci bölümü logoterapi uygulamalarından söz ediyor. Burada Frankl kendi hekimlik deneyimlerinde karşılaştığı vakaların analizlerinden bolca örnek sunuyor. Ama asıl çarpıcı örnekler, yine bizzat deneyimlediği toplama kamplarından... Örnek vakaların hepsi olmasa da bazısı, ya da her örnek vakadan birkaç nokta mutlaka hepimize tanıdık gelecektir. Bizleri mutlaka, Frankl’la ve hastalarıyla birlikte çözüm üzerine düşünmeye sevk edecektir.
Belki de Freud ve Adler’den sonra en önemli düşünce…
— Amerikan Psikiyatri Dergisi
Bu kitabı, son elli yılda psikolojik düşünceye yapılan
en önemli katkılardan biri olarak görüyorum.
— Dr. Carl Rogers